Uyanış...

Tarihin tozlu sayfalarında unutulmuş olanlar, Yeniden keşfedilmeyi bekleyen kutsal bilgiler, Merak ettikleriniz ve toplumdan saklananlar... Artık uyanma vakti. Ruhsal, bedensel ve zihinsel olarak yeni enerjilere açılma vakti...

Ad:
Konum: İzmir, Aegan, Türkiye

"Ortak problemimiz" yazısı bu sitenin temel düşüncesini içerir. Uyanış...

6 Mar 2008

Anatomik kanıtlar

İnsan olarak sınırlarımızın olmadığını düşüncesel olarak kendimize kanıtlamaya çalışsak bile pratiğe geçiremiyoruz. Rutin hayatlarımızın her bir anında birden durup herşeyin neden olduğunu sorgulamaya başlayabiliyoruz fakat sonrasını getiremiyoruz.

Bu yazımda sadece konuşmak yerine bazı şeyleri paylaşmaya başlayacağım, bazı konuşulanların sadece hayal ürünü olmadıklarını birçok kaynak göstererek sunmaya çalışacağım. Kendi tecrübe etmediklerimi buraya henüz yazmak istemiyorum.

Sanırım insanların paranormal olayları konuştuktan sonra devamını getirememesi, veya bu tip konulara kapalı bakması, gözle gördükleri birşey, bir kanıt olmadığından kaynaklanıyor. Bu durumda başlıca yapılan iki hata göze batıyor,

1-Olayların "paranormal" "anormal" "gerçek dışı" olarak algılanması
2-Her olayın yeterli istekle gözle görülebileceği, kanıtlanabileceği olasılığının düşük tutulması
Gelmiş geçmiş bilim adamlarının birçoğu herşeyin beyinde bittiğini söylerler, biz de bu eksik cümleden bir pay kapıp, beynimize bu olaylara kapalı bakmaması gerektiğini söyleyelim. Olaylar beynimizde hallolduktan sonra bu eksik cümle de kendini tamamlamaya başlayacaktır.

Peki nedir bu olaylar, neler saklanıyor neleri bilmiyoruz?

Önce biraz insan anatomisinden bahsedelim, tıbbın gidebildiği kadar olan yeri hemen hemen biliriz, fiziksel yapımız. Fakat fiziksel yapımız henüz tam anlamıyla kitaplarda yer almıyor. Vücudumuzdaki tek dolaşım sistemi damarlardan oluşmuyor. Hemen hemen kanıtlanma aşamasında olan ve insanın çevresinde yer alan şu "elektromanyetik alan" dan bahsediyorum. Aslında medyaya lanse edildiği kadarı manyetik olarak adlandırılıyor.

Peki nedir bu alan?

İnsanlık tarihinin çok eski dönemlerinden orta çağ dönemine kadar varlığı bilinen "aura" dan bahsediyorum. 4000 küsür yıl önce sanskritçe yazılan Hint kutsal metinlerinin içinde aura hakkında çok çok önemli bilgiler buluruz. Ayrıca bu dönemlerde insan aurasının resimleri çizilmiş, ve aura alanının içindeki enerji dolaşım sistemleri de kaleme alınmıştır.



Başka bir örnek olarak da ortaçağ resimlerine dönmek istiyorum. Çizilen hemen hemen her resimdeki kişiliklerin kafalarının etrafında bir yuvarlak alan görürüz. Özellikle İsa'nın kafasındaki halka altın sarısı olarak resme alınmış ve diğer insanlarınkinden çok daha belirgin çizilmiştir. Çok yakınımızda bir örnek vermek gerekirse, İstanbul'da Ayasofya müzesini gezelim ve orada bulunan resimlerdeki bu halkaya dikkat edelim(portre).



Ortaçağ'dan nihayet günümüze geliyorum. 1939 yılında Rus mühendis Semyon Davidovich Kirlian (1898-1980) ve eşi Valentina Khrisanova Kirlian tarafından özel bir fotoğrafcılık tekniği geliştirildi. Bu teknik şöyle adlandırılır, "Kirlian fotoğrafçılığı, yüksek voltajlı, yüksek frekanslı, düşük amperli elektrik alanına dayalı aygıtlarla canlı nesnelerden yayılan birtakım biyolojik ışınımları fotoğrafik olarak saptamayı amaçlayan elektrografik fotoğrafçılık tekniğine verilen addır."* Resme alınan ışımalar cansız nesnelerde de gözlenirken, canlılardan yayılan ışınların çok daha belirgin, parlak ve değişken olduğu gözlemlenmiştir.



Peki kendi auramızı veya başkalarınınkini görebilirmiyiz?

Bu soruya kendi tecrübelerim nedeniyle de çok rahat bir şekilde "evet" diyebiliyorum. Bunun için özel bir yetenek, çok sıkı bir çalışma temposu gerekmiyor, ancak yapılması gerekenler elbet var. İlk olarak da daha önceden söylediğim gibi, beynimizin bizi engellemesini durdurmalıyız ve yeni bilgilere açık olmalıyız. Benim aura görme serüvenim 4 sene önce bir kitap sayesinde başladı, ilgili olanlara israrcı biçimde tavsiye ederim, çünkü kitap sadece aura hakkında bilgi vermiyor, çakralardan, astral bedenden hatta reenkarnasyon hakkında bile ön bilgi veriyor.
Richard Webster, Yeni başlayanlar için aura okuma



Aslında buraya yazmak istediğim ve aslında kanıtlanmış olan birçok insan özelliği var kafamda. Fakat beynimizi ve algılarımızı bu unuttuğumuz dünyaya yeniden açtığımızda, ve bunun için çaba harcadığımızda küçüklükten kaybettiğimiz özelliklerimiz yavaş yavaş geri gelmeye başlayacaktır. Hepsine yeniden şahit olmak yaşama sevincinizi de ikiye katlayacaktır.
* http://tr.wikipedia.org/wiki/Kirlian_Foto%C4%9Fraf%C3%A7%C4%B1l%C4%B1%C4%9F%C4%B1